KraLice
IRCops
Sağlıklı bir anne-çocuk ilişkisinin temeli, annenin ruh sağlığı ve çocuğa karşı davranışlarına bağlıdır. Hamilelik sürecinde başlayan anne-bebek ilişkisi, doğumdan sonra fiziksel temas ve beslenme yoluyla daha da gelişerek ömür boyu sürecek bir iletişim haline gelir.
Bir çocuğun ilk seveceği ve iletişim kuracağı kişi annesidir. Annenin çocuğunu beslemesi, ilgilenmesi ve onu hayata hazırlaması çocukta sevgi ve güven duygusunu oluşturuyor. Çocuk yetişkin olduğunda bu iki temel duygu aracılığıyla ilişkilerine yön veriyor ve hayatı yorumlarken ilk olarak anneyi örnek alıyor.
Annenin kokusu, vücut ısısı, sesi ve bakışları çocukla aralarındaki bağı güçlendirir. Bu duygulardan yoksun büyüyen çocuk, bir yetişkin olduğunda çeşitli ruhsal sorunlarla karşılaşabilir. Özellikle 0–3 yaş arası anne-bebek ilişkisi, çocuğun ruhsal hayatının ve özgüven duygusunun temelini oluşturur.
Çocuğun anadilini keşfetmesi, yaşadığı dünyayı anlamlandırması ve davranışlarını kontrol etmesi anneyi “taklit” yöntemiyle gelişiyor ve soyut ve somut kavramlar yine anneden öğreniliyor.
Her çocuk biyolojik ve genetik yapısı, zeka, duygusal ve sosyal gelişimi açısından başkalarından, hatta öz kardeşlerinden bile farklıdır. Bu nedenle çocuk yetiştirmenin en önemli noktası, her çocuğa farklı tutumlarla yaklaşabilmek ve içinde bulunulan şartlara göre hareket etmektir. Özellikle ilk 18 ay içindeki eğitim biçimi, çocuğu yetiştirme şekli ve onunla kurulan duygusal etkileşimin çocukta güven veya güvensizlik duygularını oluşturuyor.
Anne-Çocuk İlişkisinde Bunlara Dikkat!
Bebeklik döneminde anneye bağımlı olan çocuk, 4–5 yaşlarından itibaren “birey” olmayı keşfeder ve bu dönemde annenin davranışlarının da değişmesi kaçınılmazdır.
Bu sancılı dönemde ilişkinin sağlıklı devam etmesini sağlamak için annelerin yapması gerekenler;
Dinleyin ve cevapsız bırakmayın: Dünyaya gözünü açar açmaz size güvenen çocuğunuzun anlattıklarını sabırla dinleyin ve sorularını kesinlikle cevapsız bırakmayın.
Saygı sınırını netleştirin: Çocuğunuzun odasına girerken kapıyı çalmanız, onun da aynı şekilde davranması konusunda size söz hakkı sağlar. Böyle küçük detaylara dikkat ederek çocuğunuzun özel hayata saygı kavramını geliştirebilirsiniz.
Yumuşak ama kararlı bir anne olun: Çocuğunuz “hayır” dediğinizde sinir krizleri geçiriyorsa sakin, yumuşak ama kararlı bir biçimde ona açıklama yapın.
Baba ile iletişimine dikkat!:
Evet, onu 9 ay karnınızda siz taşıdınız ve doğumundan itibaren onunla siz ilgilendiniz. Ama çocuğunuzun gelişiminde “baba” kavramının çok önemli bir nokta olduğunu ve baba-çocuk ilişkisine zaman ve zemin yaratmanın da yine sizin göreviniz olduğunu unutmayın.
Mutsuz Evlilik Anne-Çocuk İlişkisini Zedeliyor
Anne-çocuk ilişkisine zarar verebilecek en önemli durum, çocuğun mutsuz bir evlilik içinde, plansız gebelik sonucu dünyaya gelmiş olması. Bu durumda savunmasız bir şekilde hayata gözlerini açan bebek, bir süre sonra annesi tarafından kabul edilse dahi babanın tutumları hem anneyi hem de bebeği olumsuz etkiler.
Bir çocuğun ilk seveceği ve iletişim kuracağı kişi annesidir. Annenin çocuğunu beslemesi, ilgilenmesi ve onu hayata hazırlaması çocukta sevgi ve güven duygusunu oluşturuyor. Çocuk yetişkin olduğunda bu iki temel duygu aracılığıyla ilişkilerine yön veriyor ve hayatı yorumlarken ilk olarak anneyi örnek alıyor.
Annenin kokusu, vücut ısısı, sesi ve bakışları çocukla aralarındaki bağı güçlendirir. Bu duygulardan yoksun büyüyen çocuk, bir yetişkin olduğunda çeşitli ruhsal sorunlarla karşılaşabilir. Özellikle 0–3 yaş arası anne-bebek ilişkisi, çocuğun ruhsal hayatının ve özgüven duygusunun temelini oluşturur.
Çocuğun anadilini keşfetmesi, yaşadığı dünyayı anlamlandırması ve davranışlarını kontrol etmesi anneyi “taklit” yöntemiyle gelişiyor ve soyut ve somut kavramlar yine anneden öğreniliyor.
Her çocuk biyolojik ve genetik yapısı, zeka, duygusal ve sosyal gelişimi açısından başkalarından, hatta öz kardeşlerinden bile farklıdır. Bu nedenle çocuk yetiştirmenin en önemli noktası, her çocuğa farklı tutumlarla yaklaşabilmek ve içinde bulunulan şartlara göre hareket etmektir. Özellikle ilk 18 ay içindeki eğitim biçimi, çocuğu yetiştirme şekli ve onunla kurulan duygusal etkileşimin çocukta güven veya güvensizlik duygularını oluşturuyor.
Anne-Çocuk İlişkisinde Bunlara Dikkat!
Bebeklik döneminde anneye bağımlı olan çocuk, 4–5 yaşlarından itibaren “birey” olmayı keşfeder ve bu dönemde annenin davranışlarının da değişmesi kaçınılmazdır.
Bu sancılı dönemde ilişkinin sağlıklı devam etmesini sağlamak için annelerin yapması gerekenler;
Dinleyin ve cevapsız bırakmayın: Dünyaya gözünü açar açmaz size güvenen çocuğunuzun anlattıklarını sabırla dinleyin ve sorularını kesinlikle cevapsız bırakmayın.
Saygı sınırını netleştirin: Çocuğunuzun odasına girerken kapıyı çalmanız, onun da aynı şekilde davranması konusunda size söz hakkı sağlar. Böyle küçük detaylara dikkat ederek çocuğunuzun özel hayata saygı kavramını geliştirebilirsiniz.
Yumuşak ama kararlı bir anne olun: Çocuğunuz “hayır” dediğinizde sinir krizleri geçiriyorsa sakin, yumuşak ama kararlı bir biçimde ona açıklama yapın.
Baba ile iletişimine dikkat!:
Evet, onu 9 ay karnınızda siz taşıdınız ve doğumundan itibaren onunla siz ilgilendiniz. Ama çocuğunuzun gelişiminde “baba” kavramının çok önemli bir nokta olduğunu ve baba-çocuk ilişkisine zaman ve zemin yaratmanın da yine sizin göreviniz olduğunu unutmayın.
Mutsuz Evlilik Anne-Çocuk İlişkisini Zedeliyor
Anne-çocuk ilişkisine zarar verebilecek en önemli durum, çocuğun mutsuz bir evlilik içinde, plansız gebelik sonucu dünyaya gelmiş olması. Bu durumda savunmasız bir şekilde hayata gözlerini açan bebek, bir süre sonra annesi tarafından kabul edilse dahi babanın tutumları hem anneyi hem de bebeği olumsuz etkiler.