AshaBi
Sunucu Sahibi
Narin Güran cinayeti davasında bugün üçüncü duruşma yapılıyor. İlk gün sanıkların savunmalarını dinleyen mahkeme, ikinci günde tanıkları dinledi. Dava bugün de sürüyor ve mahkemenin kesintisiz yargılama yapacağı anlaşılıyor. Bugün, Narin'in köyüne ait yeni kamera kayıtlarının mahkeme sunulması bekleniyor. Görüntüler, Narin'in babası Arif Güran'ın evinin karşısındaki Dara 2 Askeri Üs Bölgesi'nin güvenlik kameralarına ait ve bugün duruşmada izlenecek. Aile uzun zamandır bu görüntülerin davanın seyrini değiştireceğini ileri sürüyordu. Görüntüler katil veya katilleri kesinleştirecek netlikte olabilir. Davanın ilk iki günlük celselerinde, bir sanığın tanıklık yapmaktan vazgeçmesi, babanın bütün sanıkları suçlaması ve bir tanığın da Narin'in cesedinin bulunduğu gün köydeki kadınların kavga ettiğini doğrulaması damga vurdu. Yüksel Güran'ın kardeşi Yasemin Gül, Maşallah Güran'ın birilerini suçlayarak, "Boyun devrilsin, gözün kör olsun, Allah belanı versin" beddualarını ettiğini söyledi. Mahkeme Başkanı gizli tanık iddialarına ilişkin açıklama yaptı. Başkan "Mahkememize ulaşan gizli tanık ifadesi yok." dedi. Duruşmanın ikinci gününde, sanıkların işkence altında ifade, olayın şoku ve başka gerekçeleri ileri sürerek, kolluk ifadelerini reddetmesi, önemli konuları hatırlamadıklarını söylemesi dikkat çekti. Sanıklar kritik konuları genelde hatırlamadıklarını ileri sürdü. Avukatlar, işkence iddialarına karşılık, sanıklar tarafından herhangi bir suç duyurusunun yapılmadığını dikkate sundu. Duruşmanın üçüncü gününde ise 9 yeni tanık dinlenecek.
Narin cinayetini aydınlatacak duruşma devam ediyor. Bugün davanın üçüncü duruşması yapılıyor. Duruşmada, Narin'in köyüne ait yeni kamera kayıtlarının izlenmesi bekleniyor. Güran ailesi avukatlarının mahkemeden talep ettiği Dara bölgesine (Şehit Jandarma Uzman Onbaşı Bilal Dicle Gözetleme Noktası) ait görüntülerin Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlandı ve mahkemeye sunuldu. Narin'in ailesi, uzun zamandır, köyü de gören askeri üsse ait kayıtların izlenmesini, bu kayıtlar sayesinde olayın aydınlanacağını sürüyor. Narin'in babası Arif Güran, bu kayıtların izlenmesi halinde tutuklu sanık eşi ile oğlunun ve asıl şüpheli kardeşinin masum olduğunun anlaşılacağını ileri sürdü. Baba Güran, bir süredir katilin sadece itirafçı tutuklu sanık Nevzat Bahtiyar olduğunu, diğer 3 tutuklunun ise masum olduğunu ileri sürüyor. Baba Güran, dünkü duruşmada ise bütün sanıklardan şikayetçi olduğunu söyledi. BUGÜNE DEĞİN NE YAŞANDI? Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki perşembe günü başlayan duruşmada tutuklu sanıklar Nevzat Bahtiyar, ağabey Enes, anne Yüksel ve amca Salim Güran savunma yaptı. Mahkemede, ikinci günde tanıkların dinlenmesine geçildi. Dün, saat 09.00'da başlayan duruşmada 4 sanık ve 26 tanığın beyanları dinlenerek tamamlandı. HABERİN VİDEOSUNA GİT Narin cinayetinde söz yargıda: Aile avukat ordusuyla geldi
Davanın ilk duruşması, perşembe günü yapılldı. Sanık ve tanıklar, yoğun güvenlik önemleriyle adliyeye getirildi. Duruşmaya katılanlar, adliye önü ve içerisinde 2 ayrı noktada yapılan aramadan sonra duruşma salonuna alındı.
Duruşmanın 3’üncü gününde, Güran ailesinin avukatları talebiyle 9 yeni tanık dinlenmek üzere adliye geldi. Mahkeme başkanı, Güran ailesi avukatlarının mahkemeden talep ettiği Dara bölgesine (Şehit Jandarma Uzman Onbaşı Bilal Dicle Gözetleme Noktası) ait görüntülerin Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlandığı ve mahkemeye sunulduğunu belirtti. Baba Arif Güran, cinayeti aydınlatacak en önemli delilin askeri üs bölgesindeki kameraların olduğunu söylemişti.
Duruşmanın 2. gününe tanıkların dinlenmesiyle başlanmıştı. Bu duruşmada, ilk olarak ağabey Baran Güran tanık sıfatıyla dinlendi.
Bu sırada söz alan Eski Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren, Baran Güran'a soru sormaya başladı. Eren, "Adli Tıp'ta, hayatın en güzel kokusuna sahip bir çocuğun getirildiği hali izlemek zorunda kaldım. Sana teşhis yaptıracaklardı, 'Baran, görme' dedim" dedi. Bunun üzerine baba Arif Güran, gözyaşlarını tutamadı. Aile avukatları ve baba Arif Güran, Eren'in konuşmalarına tepki gösterdi.
Baba Arif Güran, Eren'e "Benim ömrüm, hayatım, kızımdır. Neyin peşindesin? Ne yapmaya çalışıyorsun." dedi. Eren de "Baran'la birlikte Adli Tıp Kurumu'nun önündeydim. Ben de bir babayım. Neyin peşindeyim? Neyin peşindeyim, gerçeklerin peşindeyim. Hayatıma mal olsa da peşini bırakmam asla. O kızın otopsisinde iken 3 gün boyunca kokusu üstümdeydi. Ömür boyu o kokuyu unutmayacağım. Sana teşhis yaptıracaklardı, izin vermedim. Sana bu kötülüğü yapılmasını engellemek için seni içeri almadım o zaman. Çünkü Baran, her gün öpüp kokladığı kız kardeşinin cesedinin kokusu üstüne sinecekti." dedi. Bu sırada fenalaşan Arif Güran, salondan dışarıya çıkarıldı. Tedbir amaçlı hastaneye götürülen Güran'ın sağlık durumunun iyi olduğu bildirildi.
Kardeşi Enes Güran ile cezaevinde yaptığı konuşmayı hatırlatan Eren, "Kardeşin ısrarla kamerayı soruyor, sen de 'İki kişi çıkmış' diyorsun. Dosyada görmedim, sen nerede gördün o kamerayı? Temas ettin mi?" diye sordu. Baran Güran, "18 yaşında, kendini savunacak durumda değil. Orada 'Dik dur' dedim. Hayır, sosyal medyada gördüm. Kardeşim cezaevinde, tabii ki sahip çıkacağız. Yalnız mı bırakacağız?" yanıtını verdi.
Baran Güran, daha sonra sorulan sorulara, "Bence kardeşim tepeye çıktığı zaman bu pislik tarafından kaçırıldı. Benim ailem hayatı boyunca karakolda ifade veren bir aile değil. Bu kadar çelişki olması gayet normal bir şey. Köyde kavga etmeyen tek kişi, Enes'tir. O çocuktur. 'En son Narin'i ben öptüm, DNA'da ben de mi çıkarım' diye korkmuştur. Ben de kafamı duvara vurdum, telefonu duvara vurdum, biliyor musunuz? Hayır, çünkü rapora geçmez bu. Bir insan cinayet işlerse korkmaz mı? Her zaman babamın yanına geliyordu. Bence Nevzat yalan söylüyor. Enes orada Salim'i ya da Nevzat’ı görseydi, silah olmasa bıçakla onları doğrardı." yanıtını verdi.
Ağabey Baran Güran’ın dinlenmesinin ardından, Narin’in amcasının oğlu Osman Güran tanık olarak dinlendi. Osman Güran, olay gününü anlatarak, “Enes’le Narin kaybolduktan sonra görüştüm. Patikadan yengem, ‘Narin kayboldu’ dedi. Ben şehir merkezinde kalıyorum. Kaybolduğunu anladığımız zaman Enes ile görüştük. Sohbetimiz olmadı ama aynı ortamdaydık. Muhammed yol üzerinde terliği gördü. Yaşlılar yukardayken ‘Kolluk evden çıkın, sadece aile kalsın’ demiş. O esnada yaşlıları arabaya alıp aşağı götürdüğünde unuttuğunu söyledi." dedi. Kendisinin o sırada terliği jandarmaya götürdüğünü dile getiren Osman Güran, "Markete giderken o fark etmiş, dönüş yolunda terliğin üzerine basıp geçtik. Muhammed ‘Geri gelir misin’ dedi, geldik. O eğilip terliği aldı. Muhammed kaçta terliği bulmuştu, hatırlamıyorum. Olay günü Narin’in üzerine ne olduğunu sorarken, Baran’a mesaj attık, ‘Bu onun olabilir mi?’ diye” dedi.
Daha sonra tanıklardan, Narin’in dayısının oğlu Muhammed Kaya dinlendi. Olay gününü anlatan Muhammed Kaya, “14.00-14.30 civarında köy yollarından Mardin’in Derik ilçesine gittik. Saat 20.00'de kuzenim Devran’a haber geldi, ‘Narin kayboldu’ diye. Kuyulara baktık, köyü aradık. Terliğin bulunduğu gün, yengem aradı, ‘Araba var mı, süt alır mısın?’ dedi. Ben de ‘Var’ dedim. Markete giderken terliği gördüm. Markete gidip gelirken, çingenelerin olduğu yerde terliğin üzerine basıp ‘Geri geri gel’ dedim, öyle bulduk. Ben geçtim, gördüm. Çingenelerin olabilir diye takmadım, dönüşte aldım. Ne olur ne olmaz, yengeme gösteririm diye. Eve gittik, herkes bağırıyordu. Ben de komutana, ‘Siz bağırmayın, ben herkesi çıkarırım’ dedim. Sonra onu Hüseyin Güran’ın evine götürdüm. Sigaram bitmişti, markete gittim. Kargaşa vardı diye unuttum. Ben onun için köye götürdüm. Unuttuktan sonra Baran’a attım, Baran ‘Terlik onundur, neredesiniz’ diye sordu, ‘Ormanın oradayız’ dedim. Sonra jandarma geldi. Dayım Arif geldi, ‘Terliği ben aldım Narin’e’ dedi.” diye konuştu.Bu sırada söz alan Anne Yüksel Güran, “Terlik bana geldi. Ben ilk başta sevindim, sonra numarası farklı çıktı.” dedi.İfadesine devam eden Muhammed Kaya, “Emir Dayı diye bir işçimiz vardı. ‘Telim ve cinlerim var’ diyordu, cinciydi. O tele üfleyip, yer buluyordu. Öyle kayıp şeyleri bulduğunu söylüyordu. Dicle Üniversitesi’nin oradaydı, biz de kalktık oraya gittik.” diye konuştu.
Daha sonra Narin Güran’ın yengesi Maşallah Güran’ın ifade işlemlerine geçildi. Olay gününü anlatan Maşallah Güran, “Narin’in bulunduğu gün, Hülya komutan geldi, Yüksel’e ‘Başın sağ olsun’ dedi. Yüksel de ‘Hani söz vermiştin, hani Narin’im’ diyerek bağırdı, o sırada ambulansa aldılar. ‘Hangi şerefsizler sana kıydı’ diye ortaya söyledim. O sırada kızım bayıldı. ‘Herkes her şeyi biliyor’ diye bir cümle kullanmadım. Benim ağzımı kapatan da kimse olmadı. Narin 14.00 gibi geldi. Bizim kızları sordu. Kızlarımız evde olmadığı için camiye koşarak gitti. 17.40’ta diğer kızım Mina geldi. Salim bize, ‘Hangi saatte gördüyseniz, o saatte söyleyin’ dedi. Salim 18.00-18.20 gibi geldi. Amcasının elini öptü, 5 dakika sonra gitti. Salim’le oğlu beraberdi. Salim’de şüpheli bir şey görmedim. Her zamanki gibiydi. Şüpheli bir durumu yoktu. Nevzat bizim komşumuz. Kim olursa olsun, Allah belasını versin. Kızım Birsen bana, ‘Salim bize 17.40’ta Narin’i gördüğünüzü söyleyin, yoksa sıkıntı çıkar’ diye bir cümle söylediğini demedi. Yüksel tepeden seslendi, ‘Narin nerede’ diye sordu. O saatlerde hiçbir hareketlilik görmedim. Nevzat ve Salim’in genel olarak arası iyiydi bugüne kadar. Bu saatten sonra iyi değil. Karakolun kamerasını ortaya çıkarın. Kimse katil, Allah belasını versin. Enes'in öldüreceğine de inanmam.” dedi.Bu sırada söz alan Salim Güran, “Maşallah Güran benim amcamın eşidir. Amca, baba yarısıdır. Benim amcam babam gibidir. Bize bu iftirayı atanın Allah belasını versin" ifadelerini kullandı.
Duruşmada 18 yaşından küçük olan tanıklar, adliyedeki Adli Gözlem Odası’nda Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile pedagog eşliğinde ifade verdi. Narin’in ağabeyi M.E.G., “Evde ben, Enes ağabeyim, kardeşim E. vardı. Saat 15.00 gibi Hediye yengem geldi. Narin gittikten sonra benle Enes ağabeyim telefonda oyun oynuyorduk. Ben annemin telefonuyla oynuyordum. 2 oyun oynadıktan sonra oyundan çıktık. 16.30-17.00 gibi aşağı indim. Enes Ağabeyim, Tahir Kaya oradaydı. Hediye geldiğinde hatırlamıyorum ama E. bana ‘Hediye yenge geldi, elbiseleri bırakıp gitti’ dedi. Sonra bakkala gittim, ağabeyimin yanına. Onlar oturmuştu, bir şey almadık. Tahir Kaya saman çekmek için çocukları topladı. Ağabeyim gitmedi. Ben ve kuzenim K.G. çeşmeye gittik. Sonra ağabeyim o sırada geldi. O kadar. Sonra annem ‘Kardeşini çağır, gel yemek yiyeceğiz’ dedi. Ben de ‘Tamam’ dedim. Sonra aradım, bulamadım. Annem, yengem Maşallah’a sordu ‘Narin orda mı’ diye, ‘Yok’ dediler. Sonra Hediye yengemi aradı, o da ‘Burada değil’ dedi.Daha sonra kuzeni A.K. ifade verdi. Olay gününü anlatan A.K., “Narin’i camide gördüm. Eve geldik. Z. ile birlikte çorap dağıttık. Sonra Melek ablanın evine gittik.” dedi.
Mahkemede, sanık amca Güran'ın Narin'in kaybolduğu gün telefonuyla yaptığı işlemler gündeme geldi. Amcanın, telefondaki dinleme programını gece yarısı sildiği anlaşıldı. Mahkeme Başkanı ile sanık arasında şu konuşma geçti: Hakim: Sen de çok zekisin, sen bu salondaki herkesi suya götürüp susuz getirirsin. Asıl o tarihte işine yarayacak o programı sildin. Salim Güran: Ben silmedim. Hakim: O programı devre dışı bırakman çok şüpheli bir hareket. Hakim: Telefon görüşmelerini neden sildin? Salim Güran: Eskortlarla görüşmüştüm, o yüzden sildim. Mahkeme Başkanı: Belki binden fazla eskort ile görüşmüşsündür, onu bilemem ama asıl silmen gerekeni silmemişsin, çünkü eskort mesajların duruyor. Salim Güran: Silmemiş miyim? Mahkeme Başkanı: Narin'i kim öldürdü? Salim Güran: Kim öldürmüş bilmiyorum. Üfürükçü getirdiler onların evinin etrafında üfürükçü Nevzat'ın evinin orayı gösterdi. Üvey annemin etrafında dolaştırıyorlar ben de üvey annemden dahi şüphelendim. Güran davasında Mahkeme Başkanı "gizli tanık" iddialarına ilişkin açıklama yaptı. Başkan ''Mahkememize ulaşan gizli tanık ifadesi yok'' dedi. KADINLARIN KAVGASI DOĞRULANDI Tanık olarak dinlenen Yüksel Güran'ın kardeşi Yasemin Gül, olay gününü anlattı. Gül, Nadir'in kaybolduğu haberini aldıktan sonra, köye gittiğini belirterek, daha sonraki gelişmeleri aktardı. Narin'in cesedinin bulunmasının ardından gittiği köyde kadınların kavga etitğirni aktaran Gül şöşyle konuştu: "Olay günü evdeydim. ‘Narin'in cesedi bulunmuş.’ Hemen televizyonu açtım. Eşimi aradım, o da işten çıkıp hemen geldi. Ben hemen köye gittim. ‘Saçmalamayın, köyde çocuk mu kaybolur?’ dedim. Jandarma bana bunu dedi, ‘Narin görmemesi gereken bir şey gördü ki Salim öldürdü’ dediler, ben de ‘Hayır’ dedim. ‘Ablan öldürdü’ dediler, ben ‘Kesinlikle öyle bir şey yapmaz’ dedim. ‘Keyif için bu kız öldürülmez’ dedim. Kadınların olduğu kavgada Maşallah Kürtçe ‘boynun devrilsin’, ‘Gözün kör olsun’, ‘Allah belanı versin’ gibi beddualar etti. Ben balkona çıktım, öyle baktım onlara. Narin’in ölüm şoku ve kavganın şokundaydım. Annem ‘Dışarı çık, hava al’ dedi. O sırada jandarma geldi" diye konuştu. "Maşallah o bedduayı kime yönelik söyledi" sorusuna Yasemin Gül, "Ben bilmiyorum, kime yönelik ‘Allah belanı versin’ dediğini bilmiyorum. Kızı da ‘Biz nereden bilelim’ dedikten sonra ben balkonun üzerine çıktım" dedi.
Salim Güran’ın kızı G.G. de “Çarşıya gittik. Hepimiz sadece ağabeyim yoktu. 14.45'te eve geldik. Babam uzandı, sonra babam kalktı ve çıktı. 15.30 gibi çıktı, tarlaya gitti. Tarladan dönüşte eve gelmedi. Zaten Narin’in kaybolduğunu ben babama haber verdim. O zaman karanlıktı 19.45 gibiydi babamı aradığım zaman. O da tarladaydı.” dedi.Mahkeme Başkanının “HTS kayıtlarında Enes'in 15.57'de Salim'in evine gitmiş ve 8 dakika kalmış. Enes sizin eve geldi mi?” sorusuna G.G., “Hayır hiç gelmedi, ben de evden çıkmadım hiç.” yanıtını verdi.
Hüseyin ve Maşallah Güran’ın kızı M.G. olay gününü anlatarak “Büyük odadaydım. Telefonla oynuyordum. Sonra kapı çaldı, annem de ‘Kimdir’ dedi, ‘Narin’ dediler. Narin’i görmedim. Yüksel yenge geldi, fenalaştı, ambulansa bindi. Sonra annemle ablam ağlıyordu. Sonra Narin’in teyzesi Yasemin geldi, annem ve ablama saldırdı. ‘Susmazsanız böyle olmazdı’ dedi. Ben de o sırada ayağa kalktım. ‘Biz bir şey bilmiyoruz’ dedik. Ben bayıldım, Hülya komutan geldi ve ayırdı. Biz de gittik. Salim Güran bizi tehdit etmedi. ‘Allah rızası için ne biliyorsanız onu söyleyin’ dedi. Tam olarak saat söylemedi, ‘Ne gördüyseniz onu anlatın’ dedi.” diye konuştu.
Amca Salim Güran'ın işçisi tutuklu şüpheli 15 yaşındaki R.A, tanık olarak dinlenmek için duruşma salonuna alındı. Mahkeme başkanının "Tanıklık yapmama hakkına sahip" olduğunu hatırlatması üzerine R.A, "Tanıklık yapmak istemiyorum." dedi ve salondan çıkarıldı. Öte yandan duruşmada rahatsızlanan baba Arif Güran'ın ambulansla kaldırıldığı Dicle Üniversitesi (DÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi'ndeki tedavisi sürüyor.
Salim Güran'ın eşi Melek Güran da tanık sıfatıyla dinlendi. Eşinin evden kaçta çıktığını hatırlamadığını dile getiren Melek Güran, evlerine başkasını gelmediğini iddia etti. Kendisinin de dışarı çıkmadığını sözlerine ekleyen Melek Güran, Mahkeme Başkanı'nın "Peki bu olaylardan sonra eşinizin hareketlerinden şüphelendiniz mi?" sorusuna ise "Hayır, kesinlikle şüphelenmiyorum." yanıtını verdi. Dosyada yer alan Salim Güran'ın jandarmayı yönlendirdiği iddialarına da yanır veren Melek Güran, böyle bir şeyin yaşanmadığını dile getirdi. Salim Güran'ın dünkü duruşmada eskortlarla görüştüğünü dile getirmesinin ardından Melek Güran'a "Eşiniz sizi aldattığını bu salonda ikrar etti. Haberiniz var mı?" sorusu soruldu. Güran, soruya "Eşim beni aldatmaz." yanıtını verdi.
Geniş güvenlik önlemlerinin alındığı duruşmada Narin'in ailesini 8 avukat temsil etti. Dünkü duruşmaya 50'nin üzerinde baro başkanı katıldı. Davaya müdahil olan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatları, çeşitli sivil toplum kuruluşu temsilcisi ve parti sözcüleri de duruşmayı takip etti.
Perşembe günkü duruşmada, iddianame ve ilk ifadelerden farklı olarak, itirafçı Nevzat Bahtiyar'ın açıklamaları öne çıktı. Narin'in cesedini sanık Amca Arif Güran'ın isteği üzerine dere kenarına götürdüğünü iddia eden Bahtiyar, ilk duruşmada şöyle konuştu: "Salim bana ‘Narin’i götür bir yere at’ dedi. ‘Parça parça halinde suya at kimse görmesin’ dedi. Beni tehdit ettikten sonra yapmak zorunda kaldım. ‘Oğlun Muhammed’in kafasına sıkarım, sonra senin kafana sıkarım’ dedi. Battaniyeyi Salim getirdi. Evden dışarı çıktı, battaniyeyi getirdi. Narin yerde yatıyordu. Battaniyeye sardıktan sonra benim evin ahırına getirdim. O sırada kimseyi görmedim. Sonra kırmızı arabama götürdüm. Narin’i arabaya koyduğumda yukarıya baktım, Yüksel ağlıyordu. Narin'i battaniyeye sardıktan sonra ben aşağı indim. Salim arabasıyla aşağı doğru geldi. Ben ilk olarak ahıra gittim. Orada torbaya koydum. Narin’in üzerinde siyah tişört vardı. Çantasını hatırlamıyorum. Battaniyeyi, Salim Güran geldi, benden aldı. Eşim ve annem evdeydi, dışarıda değildi."
Narin'in annesi Yüksel Güran'ın kızının ölümünü izlerken kızı için değil oğlu Enes'i kurtarmak için ağladığı iddiası da seslendirildi. İtirafçı Nevzat Bahtiyar, "Salim Güran cesedi parçalamamı istedi ama vicdanım el vermedi. Büyük ihtimalle Narin'i boğarak öldürdüler. Anne Yüksel Güran, Narin'in ölümünden sonra oğlu Enes'i kurtarmak için ağlıyordu." dedi. Hakim, zamanlamada tutarsızlık olduğunu belirterek, "15.08 sen Salim ile buluşuyorsun. 15.15'te Narin geliyor. 15.08'de senin yanında ise Yüksel Güran ile nasıl ilişkiye giriyor? Zaman tutmuyor." ifadelerini kullandı, çelişkiyi sordu.Bunun üzerine Bahtiyar ise, "Ben Salim'i sadece evimin bahçesinde sulama yaparken 10-15 dakika sonra yukarıdan gelirken gördüm. Salim ile eve girdiğinde bana sadece Narin'i kaybet dedi" iddiasını aktardı. Hakim eksik bölümleri tamamlamasını isterken Bahtiyar, "Salim bana dereye parça parça at dedi." diyerek konuştu.
Duruşmada daha sonra ağabey Enes Güran’ın savunmasına geçildi. Mahkeme başkanı Enes Güran’a, “Salim Güran birini öldürme potansiyeline sahip mi?” diye sordu. Ağabey, “Bilmiyorum.” yanıtını verdi. Hakim bu kez “Nevzat Bahtiyar öldürebilir mi?” diye sordu. Enes Güran, “Bu araba meselesinden sonra öyle düşündük.” yanıtını verdi. “HİÇBİR ŞEY HATIRLAMIYORUM” Duruşmada eski Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, ifadesi süren Enes Güran’a ilk ifadesinin ne zaman alındığını, gözündeki morluğu sordu. Enes Güran, şu yanıtı verdi: “İlk ifadem Tavşantepe’de alındı. İlk ifademde de belirttiğim gibi hiçbir şeyi hatırlamıyorum. Gözümdeki morluk, mısır tarlasında oldu. 1’inci günün gecesi ‘Narin hastanede’ diye telefon geldi. Babam ve ağabeyimin ağlaması ve amcamın oğlunun kavgası sonucu yüzüme vurdum.” Enes Güran ise "Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına verdiğim ifadeleri işkenceden dolayı kabul etmiyorum. Kendimde değildim." dedi. Nahit Eren'in Narin kaybolduğu gün Salim Güran ile görüşüp görüşmediğini sorması üzerine Enes Güran, Narin'in kaybolduğu gün amcası Salim ile hiç görüşmediğini, telefon görüşmesi de yapmadığını ileri sürdü. Nahit Eren'in, cezaevindeyken Narin Güran ile ilgili Adli Tıp Kurumu raporunu neden merak ettiği yönündeki sorusunu Güran, "Narin diş fırçamı kullanmıştı. Ben de onun açığa çıkmasını istiyordum. İlk defa karakol ve cezaevini gördüm. Suçun üzerimde kalmasını istemiyordum." yanıtını verdi.
İlk duruşmada, sanıkların önemli çelişkiler sergilediği görüldü. Annenin ilk açıklamalarıyla sonraki açıklamaları arasındaki farklılıklar mahkemenin de dikkatini çekti. Mahkeme Başkanının “Siz televizyonda ‘Kim öldürmüşse gelsin, bir yere koysun cesedini bıraksın’ demişsiniz. 28 Ağustos’ta saat 19.00'da Enes ile Yüksel’in dizine vurarak geldiği, ‘Kim kızımı öldürdüyse getirin, en azından mezarı olsun’ dediğiniz söylendi” sorusuna Yüksel Güran, “Hayır, yalan yemin ediyorum ki öyle bir şey demedim” dedi. “Narini sen öldürmedin mi?” sorusuna, “Hayır, yemin ederim öldürmedim” dedi. “Salim mi öldürdü?” sorusuna da “Hayır” yanıtını verdi. “Nevzat mı öldürdü?” sorusuna, “İşte ortadadır. Salim mi kim öldürdüyse Allah belasını versin” yanıtını verdi. “Oğlun Enes mi öldürdü?” sorusuna da “Hayır. Oğlum Enes öldürseydi, kendi ellerimle teslim ederdim” yanıtını verdi.
Dünkü duruşmada, sanık Salim Güran ise Narin'in annesiyle ilişkisi olduğu iddialarını reddetti. Nevzat Bahtiyar'ın sözlerini yalanlayan Salim Güran, "Çıksın itiraf etsin. Yalan söylüyor." dedi. Narin'in kaybolduğunu olay günü 18.30'da tarladan dönerken öğrendiğini öne süren Salim Güran'a daraltılmış baz ve HTS kayıtları da soruldu. "Baz verilerine göre Arif’in evine gittiğiniz tespiti var" sorusuna “Ben Arif’in evine hiç gitmedim." diye yanıt verdi. Salim Güran, "Bazın göstermesi normaldir çünkü Arif ve benim evim arasında 30 metre var." diyerek kendini savundu.
Anne Yüksel Güran da ifadesinde hakkındaki iddialara tepki göstererek "Namusumuza dil uzatılıyor. Beni öldürün ama namusuma leke sürmeyin." dedi. Güran, Nevzat Bahtiyar ve Salim Güran'ın evine geldiği iddiasının da doğru olmadığını söyledi.
Narin kaybolduğu zaman kolundaki ısırık iziyle gündeme gelen ağabey Enes Güran, gözünde oluşan morluğun mısır tarlasında Narin'i ararken olduğunu söyledi. Amcası ile annesi arasındaki ilişki iddiası sorulan Enes Güran, "O benim annem. Bu şekilde sormanız çok kötü". dedi. Mahkeme başkanı da özür dileyerek gerçeği ortaya çıkarmaya çalıştığını söyledi.
Daha sonra tanıkların dinlenmesine geçildi. Baba Arif Güran'a Nevzat Bahtiyar'dan şüphelenip şüphelenmediği soruldu. Bahtiyar ile daha önce bir araba ticareti konusunda tartıştıklarını söyleyen Arif Güran, o sırada Bahtiyar'ın kekelemesiyle dalga geçtiğini ifade etti ve "Tüm sanıklardan şikayetçiyim." dedi.
Okumaya devam et...