AshaBi
Sunucu Sahibi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail'in Gazze saldırılara sert tepki gösterip bu durumuna engel olunması gerektiğinin altını çizdi. Müslüman ülkelerin tepkilerinin yetersiz olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İsrail'in amacı Gazze'ye yerleşmek." dedi. İsrail'e yönelik ambargo çağrılarını sürdüren Erdoğan, "İsrail'in saldırganlığı sona ermedikçe uluslararası alanda tecrit edilmesi son derece önemlidir." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Olağanüstü Ortak Zirve Toplantısı'nda konuştu.
Erdoğan, "İsrail kadın ve çocukları katlediyor. İsrail, Gazze'nin ardından Lübnan'a da saldırıyor. Bir yandan acil ateşkes yapılmasına odaklanırken bir yandan Gazze'ye yardım yollanmasında acil çözüm bulunması şarttır." diye konuştu.
"İSRAİL İNSANİ YARDIMLARA DAHİ TAHAMMÜL EDEMİYOR"
Netanyahu hükümetinin bir yandan İran'a yönelik askeri gerilimi tırmandırırken diğer yandan Lübnan'a saldırılarını sürdürdüğünü aktaran Erdoğan, "İsrail insani yardımların dahi Gazze'ye ulaştırılmasına tahammül edemiyor. Sevk edilen yardım malzemelerini aylardır Mısır'da bekletiyor. Bir yandan acil ateşkes sağlanmasına odaklanırken diğer yandan Gazze'ye insani yardımların ulaştırılması konusunda acil çözüm yollarını bulmamız şarttır." ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE 84 BİN TON YARDIM GÖNDERDİ Türkiye'nin bugüne kadar Gazze'ye 84 bin tondan fazla yardım gönderdiğini belirten Erdoğan, "Engellemeler kalktığında çok daha fazlasını göndermeye de hazırız. İsrail parlamentosu geçtiğimiz günlerde Birleşmiş Milletler Yardım Kurulu'nun UNRWA'yı yasaklamak suretiyle iki devletli çözümü ortadan kaldırmayı, Filistinli mültecilerin ana vatanlarına dönüşlerine engel olmayı amaçlamaktadır." diye konuştu.
"İSRAİL'İN AMACI GAZZE'YE YERLEŞMEK"
İsrail işgaline karşı uluslararası çağrısını yineleyen Erdoğan, "İsrail'in amacı Gazze'ye yerleşmek, Doğu Kudüs dahil olmak üzere Batı Şeria'daki Filistin varlığını yok etmek ve nihayetinde ilhak etmektir. Adım adım buraya doğru bir gidiş söz konusudur. Buna engel olmalıyız." ifadelerini kullandı.
Müslüman dünyasına seslenen Erdoğan, "Bir avuç Batılı ülke İsrail'e askeri, siyasi, ekonomik ve moral açıdan her türlü desteği verirken Müslüman ülkelerin tepki göstermekte yetersiz kalması maalesef sahadaki durumun bu noktaya gelmesine yol açmıştır." dedi.
Görüş ve tutumdaki farklılıkların ortak davalarda ayak bağı olmaması gerektiğini dile getiren Erdoğan ayrıca, "Uluslararası hukuk ve Birleşmş Milletler şartı temelinde, Filistin'de soykırım suçu işleyenlere özellikle zorlayıcı tedbirler alınması için girişimlerimizi eşgüdüm halinde sürdürmemiz fevkalade önemlidir. Filistinli kardeşlerimizin de kendi içlerinde milli birlik sağlayabilmelerini gönülden arzu ediyoruz ve teşvik ediyoruz." ifadelerini kullandı.
"İSRAİL'E SİLAH AMBARGOSU UYGULANMALI"
Bir kez daha İsrail'e yönelik ambargo çağrısında bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İslam ülkeleri olarak İsrail'e karşı atılabilecek adımlara öncülük etmeliyiz, her şeyden önce İsrail'e silah ambargosu uygulanması, İsrail'le ticaretin sonlandırılması ve İsrail'in saldırganlığı sona ermedikçe uluslararası alanda tecrit edilmesi son derece önemlidir. İsrail'e silah satışının durdurulması, aralarında Güvenlik Konseyi'nin daimi iki üyesinin de bulunduğu girişimimize 52 ülke ve iki uluslararası teşkilat destek vermiştir." diye konuştu.
Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti:
"Güney Afrika tarafından İsrail aleyhine Uluslararası Adalet Divanı nezdinde açılan davaya teşkilat üyeleri başta olmak üzere azami sayıda ülkenin müdahil olmasını teşvik etmeliyiz. Türkiye olarak İsrail'e yönelik ticari kısıtlamaları yürürlüğe koyduk. Netanyahu hükümetine Filistin topraklarını işgalinin maliyeti olduğnu hissettirecek tüm önerileri hayata geçirmeye hazırız.
BMGK, Uluslararası Adalet Divanı'nın istişari kararının hayata geçirilmesine ilişkin Filistin kararını 18 Eylül'de kabul etti. Bunun uygulanmasını yakından takip etmemizin önemli olduğunu düşünüyorum.
"DAHA FAZLA ÜLKE FİLİSTİN DEVLETİ'Nİ TANIMALI"
Mevcut İsrail hükümetinin rızasını aramak suretiyle iki devletli bir çözüme ulaşmanın imkansızlığını hepimiz görüyoruz. Bu şartlar altında daha fazla ülkenin Filistin Devleti'ni tanımasını teşvik etmeliyiz. Nitekim 7 Ekim'den bu yana 9 ülke daha Filistin Devleti'ni tanıdı. Güvenlik Konseyi'ndeki direncin de aşılarak Filistin Devleti'nin BM üyesi olduğu günleri göreceğimize inanıyorum.
İki devletli çözümü ilerletmek için 30-31 Ekim tarihlerinde Riyad'da düzenlenen Uluslararası İttifak Toplantısı'na 90'ın üzerinde ülkenin katılması ümit vericidir.
İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi'nin Filstin meselesinde tek ses ve tek yürek olduğunu tüm dünyaya göstermesini Rabbimden niyaz ediyor ve alınacak kararların tüm ülkelerce harfiyen takip edilmesini ümit ediyorum."
Okumaya devam et...