KraLice
IRCops
ANNA KARANİNA / TOLSTOY
Rus edebiyatının tanınmış romanlarından biri olan Anna Karenina, realist bir eserdir. Tolstoy, bu eserinde kişileri teker teker ruhsal açıdan incelemiş, romanına psikolojik boyut kazandırmıştır. Anna Karenina'da dürüst bir evliliğin getirdiği mutlulukla evlilikteki yasak aşkın yol açtığı yıkım anlatılır. Bu romandan 19. yüzyıl Rus aile yapısı hakkında bilgiler edinilebilir.
Anna Karanina, Rus aristokrasisindendir. İyi yetiştirilmiş, ince, kültürlü bir kızdır. Araları açılan kardeşiyle yengesini barıştırmak için bir gün Moskova'ya gider. Yakışıklı bir genç olan Kont Aleski Vronski ile tanışır.
Konstantin Levin, eski bir ailedir. Anna'nın yengesine akraba olan Kitti adlı bir kıza aşıktır. Oysa Kitti'nin Kont Vronski ile görüştüğü söylenmektedir.
Kont Vronski Anna'yı çok çekici bulur, hatta onu eve dönerken yalnız bırakmaz. Levin ise Kitti'den olumlu bir yanıt alamamıştır.
Anna ile Kont arasında duygusal bir ilişki başlar. Genel yerlerde görünmekten bile çekinmeyecek denir birbirlerini sevmektedirler. Anna'nın kocası Karen'in, yüksek bir devlet memurudur.
Karısının bir başkasını sevmesine karışmaz ama mevkisinin sarsılacağından korkmaktadır. Bu durumu bir gece karısına açık açık söyler. Seryoz'a adlı bir de küçük oğulları vardır. Ama Yüzbaşı Vronski ile ilişkisini sürdürmeyeceğine söz verir.
Bir aşk evliliği yapamayan, bu yüzden kocasını sevmeyen Anna, sevgilisinin bir araba kazasında yaralanmış olduğunu duyunca ilgisiz kalamaz, bu durumda Vronski ile yeniden görüşmeye, buluşmaya başlar.
Levin'e gelince, Ktti'den olumlu yanıt alamayınca evine dönerek kendini işlerine verir, köşkündeki kölelik düzeninde bir takım yenilikler yapar. Bir gün Kitti'ye önerisini yinelemek üzere Moskova'ya gider.
Anna Vronski'den hamile kalır. Vronski sevgilisinden kocasından ayrılmasını ister. Kocası ayrılmaya yanaşmaz. Çocuğu kabulleneceğini, ancak, Vronski ile ilişkisini sürdürürse oğlunu ondan uzaklaştıracağını söyler.
Anna tehlikeli bir doğum yapar. Vronski bu yüzden intihara yeltenir. Uzun süren bir hastalıktan ayağa kalkan Anna sevgilisi Vronski ile yanına küçük kızını da alanarak İtalya'ya giderler.
Öte yandan Levin ile Kitti sonunda evlenebilmişlerdir. Dönüşlerinde Anna Vronski'nin köşküne yerleşir. Kocasından ayrılmamıştır. Arada bir gizlice oğlunu görmeye gitmekte, kocasına görünmemeye çalışmaktadır. Vicdan azabı çekmekte olan Anna, Vronski'ye pek rahat vermez.
Kendisini de bu tür yaşamdan dolayı yiyip bitirmektedir. Kızını da sevmediğini anlar. Vronski ise bir başka kadına bağlanır. Bu ilgi, Anna'nın dikkatinden kaçmaz. İçinde bulunduğu bunalım daha da derinleşir.
Bir gün hiç anlamadan kendisini Vronski ile tanıştıkları tren istasyonunda bulur. Ahlakça düşkün bir durumda olan ve bunun sıkıntılarını çeken Anna mesafeyi hesaplayarak ne yaptığını bilerek, kendini bir trenin altına atar, yaşamına son verir.
Anna öldükten sonra Aleski Vronski orduya döner ama eski yazbaşı Aleski Vronski değildir. Tam yaşama sevincini yitirmiş, çökmüş, tükenmek üzere bulanan biridir artık.
Levin ise, evlilikten sonra da süren bir takım bunalımlardan kurtulmuş, mutlu olmuştur.
Rus edebiyatının tanınmış romanlarından biri olan Anna Karenina, realist bir eserdir. Tolstoy, bu eserinde kişileri teker teker ruhsal açıdan incelemiş, romanına psikolojik boyut kazandırmıştır. Anna Karenina'da dürüst bir evliliğin getirdiği mutlulukla evlilikteki yasak aşkın yol açtığı yıkım anlatılır. Bu romandan 19. yüzyıl Rus aile yapısı hakkında bilgiler edinilebilir.
Anna Karanina, Rus aristokrasisindendir. İyi yetiştirilmiş, ince, kültürlü bir kızdır. Araları açılan kardeşiyle yengesini barıştırmak için bir gün Moskova'ya gider. Yakışıklı bir genç olan Kont Aleski Vronski ile tanışır.
Konstantin Levin, eski bir ailedir. Anna'nın yengesine akraba olan Kitti adlı bir kıza aşıktır. Oysa Kitti'nin Kont Vronski ile görüştüğü söylenmektedir.
Kont Vronski Anna'yı çok çekici bulur, hatta onu eve dönerken yalnız bırakmaz. Levin ise Kitti'den olumlu bir yanıt alamamıştır.
Anna ile Kont arasında duygusal bir ilişki başlar. Genel yerlerde görünmekten bile çekinmeyecek denir birbirlerini sevmektedirler. Anna'nın kocası Karen'in, yüksek bir devlet memurudur.
Karısının bir başkasını sevmesine karışmaz ama mevkisinin sarsılacağından korkmaktadır. Bu durumu bir gece karısına açık açık söyler. Seryoz'a adlı bir de küçük oğulları vardır. Ama Yüzbaşı Vronski ile ilişkisini sürdürmeyeceğine söz verir.
Bir aşk evliliği yapamayan, bu yüzden kocasını sevmeyen Anna, sevgilisinin bir araba kazasında yaralanmış olduğunu duyunca ilgisiz kalamaz, bu durumda Vronski ile yeniden görüşmeye, buluşmaya başlar.
Levin'e gelince, Ktti'den olumlu yanıt alamayınca evine dönerek kendini işlerine verir, köşkündeki kölelik düzeninde bir takım yenilikler yapar. Bir gün Kitti'ye önerisini yinelemek üzere Moskova'ya gider.
Anna Vronski'den hamile kalır. Vronski sevgilisinden kocasından ayrılmasını ister. Kocası ayrılmaya yanaşmaz. Çocuğu kabulleneceğini, ancak, Vronski ile ilişkisini sürdürürse oğlunu ondan uzaklaştıracağını söyler.
Anna tehlikeli bir doğum yapar. Vronski bu yüzden intihara yeltenir. Uzun süren bir hastalıktan ayağa kalkan Anna sevgilisi Vronski ile yanına küçük kızını da alanarak İtalya'ya giderler.
Öte yandan Levin ile Kitti sonunda evlenebilmişlerdir. Dönüşlerinde Anna Vronski'nin köşküne yerleşir. Kocasından ayrılmamıştır. Arada bir gizlice oğlunu görmeye gitmekte, kocasına görünmemeye çalışmaktadır. Vicdan azabı çekmekte olan Anna, Vronski'ye pek rahat vermez.
Kendisini de bu tür yaşamdan dolayı yiyip bitirmektedir. Kızını da sevmediğini anlar. Vronski ise bir başka kadına bağlanır. Bu ilgi, Anna'nın dikkatinden kaçmaz. İçinde bulunduğu bunalım daha da derinleşir.
Bir gün hiç anlamadan kendisini Vronski ile tanıştıkları tren istasyonunda bulur. Ahlakça düşkün bir durumda olan ve bunun sıkıntılarını çeken Anna mesafeyi hesaplayarak ne yaptığını bilerek, kendini bir trenin altına atar, yaşamına son verir.
Anna öldükten sonra Aleski Vronski orduya döner ama eski yazbaşı Aleski Vronski değildir. Tam yaşama sevincini yitirmiş, çökmüş, tükenmek üzere bulanan biridir artık.
Levin ise, evlilikten sonra da süren bir takım bunalımlardan kurtulmuş, mutlu olmuştur.