Welcome to IRCForumLarı®

Join us now to get access to all our features. Once registered and logged in, you will be able to create topics, post replies to existing threads, give reputation to your fellow members, get your own private messenger, and so, so much more. It's also quick and totally free, so what are you waiting for?
📌 Bilgilendirme: IRCForumlari.Web.Tr Online Skype destek hattı aktif edilmiştir. Online Skype destek adresi; sales@ircforumlari.web.tr

Konu Bilgileri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Kitap Dünyası kategorisinde KraLice tarafından oluşturulan Ana - Maksim Gorki başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 71 kez görüntülenmiş, 0 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Kitap Dünyası
Konu Başlığı Ana - Maksim Gorki
Konuyu Başlatan KraLice
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan KraLice

KraLice

IRCops
21 Eki 2023
299
28
28
Bilince ne olucak...
Kitabın adı: Ana
Yazar: Maksim Gorki

Özet
“Ana”, devrim öncesi Rusya’nın içinde bulunduğu bu durumu ve yaşanan toplumsal gelişmeleri gerçekçi bir biçimde gözler önüne seren, işçi sınıfını gerçek anlamda roman konusu yapan bir başyapıttır. Kitap, savaşım içinde bilinçlenen işçi sınıfının verdiği mücadeleyi anlatmaktadır.
Kitabın yazarı Gorki bu kitapta, yaşamında edindiği tecrübeleri ve siyasi görüşlerini ortaya koyma fırsatı bulmuştur. Oldukça zor koşullar altında yaşamış olan Gorki, sürdürdüğü bu hayatın etkisiyle, kendisini işçi sınıfının sınıf bilinci kazanmasına adamıştır.
Ana, bu çabanın en önemli örneğidir. “Ana”da Gorki 1850’ li yıllardan itibaren yaşanan toplumsal çalkantıların önüne geçemeyen Çarlık rejiminin yıkılmaya yüz tuttuğunu ve yerine gelecek rejimin proleter bir nitelik taşıması gerektiğini oldukça çarpıcı bir üslupla dile getirmiştir. Yazara göre emeği sömüren, ona gereken değeri vermeyen yönetimler halka zulmetmekte olup bir an önce ortadan kaldırılması gerekir.
Ancak emeği sömüren mevcut iktidarların tasfiyesi kendiliğinden olmayacak, bunu işçi sınıfı devrim yoluyla kendisi sağlayacaktır. İşçi sınıfının devrimi gerçekleştirebilmesi sınıf bilincini kazanmasına ve proleter hareketi yönlendirecek önder bir kadronun varlığına bağlıdır.
Romanda yazar, işçilere sınıf bilincini aşılayan önder kadronun bu hayati işlevini Pavel ve arkadaşları aracılığı ile vurgulamaktadır.
Bu kadro liderlik görevini yerine getirirken o kadar başarılı olmuştur ki, arkadaşlarını bu davaya inandırmanın yanı sıra, çevresindeki gelişmelerden bihaber, kendi halinde ve dindar bir kadın olan Pavel’ in annesi Pelage ‘ yi bile etkileyerek onun da bu mücadeleye katılımını sağlamıştır.
Bununla yazar, haklı ve örgütlü mücadelenin toplumun her kesimini etkileyebileceğini gözler önüne sermektedir.
Sosyalist gerçekliğin yansıtıldığı ilk örneklerden biri olan bu roman, yayımlandığı dönemin koşulları göz önünde bulundurulduğunda oldukça cesurca bir çıkış olarak değerlendirilebilir.
Zira Gorki “Ana”da işçilerin, sınıfsal çıkarlarının farkına varması gerektiğini vurguluyor ve proleterlerin hak ettiklerini elde ederken hangi yolları izlemelerinin doğru olacağını tartışmaya açıyor.
O’na göre işçi sınıfı kendi durumunun farkına varmadıkça ve sömürülmesini engellemek için bir adım atmadıkça kurtuluşa eremeyecektir. Pelage örneğinde olduğu gibi cahil de olsa halk bilinçlendikçe devrimci mücadeleye katılmakta kararsız kalmayacaktır. Yeter ki sömürüldüğünün farkına varsın!
Kitabın Özeti:
Mevcut düzene muhalif bir duruş sergileyen Pavel ve arkadaşları, -yazarın da sıkça vurguladığı biçimiyle “devrimci gençler”- kaybedecekleri fazlaca bir şeyleri olmadıklarından kendilerini olan bitenden haberi olmayan , emeği karşılığı kazandığı parayla geçimini temin etmeye çalışan halkı bilinçlendirmeyi ve özellikle toplumun mağdur kesimini temsil eden işçi sınıfına uğradıkları haksızlıklara ve eşitsizliklere karşı mücadele etme bilincini aşılamayı kendilerine ilke edinmişlerdir.
Hayatlarının merkezine kutsal saydıkları bu ideali koydukları için hiçbir fedakarlıktan kaçınmamışlardır. Bu uğurda işlerinden olmak, hapse girmek, gerek toplumun farklı kesimlerinin gerekse Çarlık yönetiminin kötü muamelesine maruz kalmak onların cesaretlerini kırmaya yetmemiştir.
Zira devrimci bir hareket olarak ortaya çıkan bu kadronun dünyevi çıkarları ön planda tutması düşünülemez. Lenin’in de belirttiği gibi: ”Biz proletarya devrimini savunuyoruz; bu, uğruna yüzlerce insanın sehpaya ve on binlercesinin de zindanlara gittiği tek gerçek davadır.” 2
Doğu toplumlarının baskın özelliklerinden biri olan otoriteye bağlılık, yapılan yanlış dahi olsa sorgulamama ve genel anlamda “koyunluk” hali roman karakterlerinin pek içine sinmemektedir. Hatta devrimci bir hareket olarak toplumda yer etmeleri de bu yanlış gidişe bir tepkinin sonucudur.
Toplumun büyük çoğunluğunu temsil eden işçi sınıfının yönetimde söz sahibi olması gerektiğini savunan bu hareket, mevcut iktidarın baskı ve şiddete dayalı uygulamalarıyla karşı karşıya kalmıştır.
Hakim güç, proleterler üzerinde kurduğu tahakkümün tartışılır hale gelmesinden rahatsız olmuş ve kendisine karşı girişilen bu hareketi en sert şekilde bastırmıştır. İktidarın bekası için her türlü haksızlığın, zorbalığın meşru sayılması , hakim ideolojinin tesis etmiş olduğu otoritenin bozulmaması konusunda ne kadar hassas olduğunun göstergesidir.
Pavel’in 1 Mayıs’taki eylem sonrasında tutuklanmasının ardından halkta gözle görülen bir reaksiyon olmaması da hakim güçlerin takındığı bu tavizsiz tutumun başarısını gösterir.
Ancak kitleleri harekete geçirmenin yolu açıktır.” Sosyalistler, yığınlara, kurtulmaları için tek çıkar yolun “kendi” hükümetlerini devirmek olduğunu ve bu amaçla, hükümetlerinin bu savaşta içine düştükleri güçlüklerden yararlanmaları gerektiğini anlatmalıdırlar.”
 

Bu konuyu kimler açtı?

Üst Alt