KraLice
IRCops
Sağlıklı bir hamilelik ve doğum süreci için anne adayının düzenli kontrollerini yaptırması çok önemlidir. Ancak diyabet, kansızlık ve gebelik zehirlenmesi gibi durumlar takiplerin daha sık yapılmasını gerektirmekte, aksi halde anne ve bebeğin sağlığını tehdit eden tablolar ortaya çıkabilmektedir.
Op. Dr. Yeşim Gürel, özel bakım gerektiren gebelikler hakkında bilgi veriyor.
Hamilelikte kansızlık çarpıntı, halsizlik ve çabuk yorulma ile kendini gösterebiliyor
Gebelik döneminde kansızlığın sebebi genellikle beslenmeye bağlı demir eksikliğidir. Bu tablo anne adaylarının %50'sinde görülmektedir. Kadında demir eksikliği ortaya çıktığı takdirde gebelik öncesinde mutlaka tedavi edilmesi gerekir. Çünkü gebelik süresince demir ihtiyacı artar bununla beraber doğum sırasında da bir miktar kan kaybedilir.
Halsizlik, çarpıntı, çabuk yorulma, avuç içi, tırnak dipleri ve göz diplerinde solma gibi belirtiler görülebilir. Tedavide demir içeriği zengin besinlerle beslenmek önemlidir. Fazla miktarda çay tüketimi bağırsaklardan demir emilimini azaltacağından dolayı önerilmemektedir Gebelik süresinde kansızlık olmasa bile 16. haftadan sonra demir takviyesi yapılması gerekmektedir.
Kan uyuşmazlığı aşı sayesinde önlenebiliyor
Annenin kan grubunun Rh negatif bebeğin kan grubunun ise Rh pozitif olması durumu "kan uyuşmazlığı" olarak adlandırılır. İlk kontrolde annenin kan grubuna bakılarak Rh negatif veya pozitif olduğu belirlenir. Bu durumdan ilk bebek etkilenmez ancak uygun şekilde müdahale edilmediği takdirde sonraki gebeliklerde çeşitli sorunlar ortaya çıkabilir.
Gebelik sırasında eğer vajinal kanama olursa anne adayına Anti-D immünglobulin denilen aşı yapılır. Gebeliğin 28. haftasında kanama olmasa da aşı koruyucu olarak yapılmaktadır. Doğumdan sonra ise bebeğin kan grubuna bakılır. Eğer bebek Rh negatif ise tekrar aşı yapılmasına gerek yoktur. Ancak bebek Rh pozitif ise doğumdan sonraki ilk 72 saat içinde anneye tekrar aşı yapılır. Bu da sonraki gebeliklerin sorunsuz geçmesini sağlar.
Anne adayının en büyük endişelerinden biri düşük tehdidi
Genellikle gebeliğin 12. haftasında kadar kanamalar görülebilmektedir. Kanama az ve ağrısız ise düşük tehdidi azdır. Kanamanın çok ve ağrılı olduğu durumlarda ise bebeğin kaybedilmiş olma ihtimali yüksektir.
Düşük tehdidi durumunda anne adayının ilk yapması gereken şey istirahat haline geçip hemen doktoru ile bağlantı kurmak olmalıdır. Doktor risk olduğunu düşünüyorsa vakit kaybetmeden hastaneye yatış yapılmasını isteyebilir. Bazen de uygun tıbbi tedavi verilerek yakın takip önerilir.
Gebelik diyabeti kontrol altına alınmalı
Şeker hastası olan kadınların çocuk doğurmasında herhangi bir sakınca yoktur. Ancak gebelikten önce kontrollerin başlamış ve şeker seviyesinin normal sınırlara indirilmiş olması gerekmektedir. Bazen de şeker hastalığı gebelik sırasında ortaya çıkar. Bu duruma "gestasyonel diyabet" adı verilir. Tam teşhis için 24-28. haftalar arasında şeker yükleme testi yapılmaktadır. Bu hastaların kan şekeri takiplerinin düzenli olarak yapılması gereklidir. Uygun diyet ve egzersize rağmen kan şekeri kontrol altına alınamıyorsa insülin kullanımına başlanması gerekir.
Op. Dr. Yeşim Gürel, özel bakım gerektiren gebelikler hakkında bilgi veriyor.
Hamilelikte kansızlık çarpıntı, halsizlik ve çabuk yorulma ile kendini gösterebiliyor
Gebelik döneminde kansızlığın sebebi genellikle beslenmeye bağlı demir eksikliğidir. Bu tablo anne adaylarının %50'sinde görülmektedir. Kadında demir eksikliği ortaya çıktığı takdirde gebelik öncesinde mutlaka tedavi edilmesi gerekir. Çünkü gebelik süresince demir ihtiyacı artar bununla beraber doğum sırasında da bir miktar kan kaybedilir.
Halsizlik, çarpıntı, çabuk yorulma, avuç içi, tırnak dipleri ve göz diplerinde solma gibi belirtiler görülebilir. Tedavide demir içeriği zengin besinlerle beslenmek önemlidir. Fazla miktarda çay tüketimi bağırsaklardan demir emilimini azaltacağından dolayı önerilmemektedir Gebelik süresinde kansızlık olmasa bile 16. haftadan sonra demir takviyesi yapılması gerekmektedir.
Kan uyuşmazlığı aşı sayesinde önlenebiliyor
Annenin kan grubunun Rh negatif bebeğin kan grubunun ise Rh pozitif olması durumu "kan uyuşmazlığı" olarak adlandırılır. İlk kontrolde annenin kan grubuna bakılarak Rh negatif veya pozitif olduğu belirlenir. Bu durumdan ilk bebek etkilenmez ancak uygun şekilde müdahale edilmediği takdirde sonraki gebeliklerde çeşitli sorunlar ortaya çıkabilir.
Gebelik sırasında eğer vajinal kanama olursa anne adayına Anti-D immünglobulin denilen aşı yapılır. Gebeliğin 28. haftasında kanama olmasa da aşı koruyucu olarak yapılmaktadır. Doğumdan sonra ise bebeğin kan grubuna bakılır. Eğer bebek Rh negatif ise tekrar aşı yapılmasına gerek yoktur. Ancak bebek Rh pozitif ise doğumdan sonraki ilk 72 saat içinde anneye tekrar aşı yapılır. Bu da sonraki gebeliklerin sorunsuz geçmesini sağlar.
Anne adayının en büyük endişelerinden biri düşük tehdidi
Genellikle gebeliğin 12. haftasında kadar kanamalar görülebilmektedir. Kanama az ve ağrısız ise düşük tehdidi azdır. Kanamanın çok ve ağrılı olduğu durumlarda ise bebeğin kaybedilmiş olma ihtimali yüksektir.
Düşük tehdidi durumunda anne adayının ilk yapması gereken şey istirahat haline geçip hemen doktoru ile bağlantı kurmak olmalıdır. Doktor risk olduğunu düşünüyorsa vakit kaybetmeden hastaneye yatış yapılmasını isteyebilir. Bazen de uygun tıbbi tedavi verilerek yakın takip önerilir.
Gebelik diyabeti kontrol altına alınmalı
Şeker hastası olan kadınların çocuk doğurmasında herhangi bir sakınca yoktur. Ancak gebelikten önce kontrollerin başlamış ve şeker seviyesinin normal sınırlara indirilmiş olması gerekmektedir. Bazen de şeker hastalığı gebelik sırasında ortaya çıkar. Bu duruma "gestasyonel diyabet" adı verilir. Tam teşhis için 24-28. haftalar arasında şeker yükleme testi yapılmaktadır. Bu hastaların kan şekeri takiplerinin düzenli olarak yapılması gereklidir. Uygun diyet ve egzersize rağmen kan şekeri kontrol altına alınamıyorsa insülin kullanımına başlanması gerekir.